Günümüzde sosyal medya platformları, özellikle gençler arasında popülaritesini giderek artırıyor. Bu platformlar, gençlerin kendilerini ifade etme biçimlerinin yanı sıra, bazen tehlikeli durumları da beraberinde getiriyor. Özellikle video paylaşım uygulamaları, kullanıcıların yaşamlarına dair anlık paylaşımlar yapabilmelerini sağlarken, bazı gençler için bu paylaşımlar ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Son dönemde yaşanan olaylar, “video uğruna canından oluyordu” şeklindeki ifadelerin arka planda yatan tehlikeyi gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, gençlerin sosyal medya paylaşımları için aldıkları riskler ve bunun sonuçları üzerine derinlemesine bir bakış sunacağız.
Sosyal medya, gençlerin yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Arkadaşlık ilişkilerinden tutun, boş zaman aktivitelerine kadar birçok alanda gençlerin sosyal medya üzerinden etkileşim kurduğu bir gerçek. Ancak, bazı durumlar bu etkileşimin boyutunun tehlikeli bir noktaya varmasına neden olabiliyor. Sosyal medya aracılığıyla edinilen “beğeni”, “yorum” ve “paylaşım” sayısı, gençleri daha fazla risk almaya yönlendiriyor. Bu durum, yalnızca sanal ilişkilerin değil, aynı zamanda fiziksel güvenliğin de tehlikeye girmesine yol açıyor.
Gençler, sosyal medya platformlarında viral olmak için tehlikeli ve sıra dışı içerikler üretmeye daha yatkın hale geliyor. Son zamanlarda, influencer olarak bilinen popüler figürlerin yaptığı içeriklerden etkilenen gençler, hızlı bir şekilde bu tür paylaşımların peşine düşüyor. “Çılgın” olarak nitelendirilen aktiviteler, kuralların ve sınırların belirsizleşmesine neden oluyor. Bu çılgınlıkların bazıları, haberlerde yer alan ve gündemi meşgul eden genç yaşamlarının sona ermesine ya da sakatlanmalarına kadar giden sonuçlar doğurabiliyor.
Sosyal medyada popüler hale gelen bazı viral akımlar, gençlerin hayatlarını tehlikeye atmalarına neden oluyor. Örneğin, yüksek yerlerden atlama videoları veya zorlu parkurlarda yapılan meydan okumalar, birçok genç tarafından denendiğinde ciddi yaralanmalara yol açabiliyor. Video çekiminde öne çıkan ve "fenomen" olma isteği, bu riskli davranışların artışına zemin hazırlıyor. Gençler, sosyal medyada tanınma için kendi hayatlarını tehlikeye atma konusunda oldukça hevesliler, ancak bu durumun sonuçlarını genellikle göz ardı ediyorlar.
Ayrıca, bu tür olayların medyada geniş yer bulması, diğer gençlerin de benzer davranışlar sergilemesine neden oluyor. Medyanın etkisiyle, tehlikeli eylemlerin normalleşmesi ve cesaretlenme gibi bir kısır döngü ortaya çıkıyor. Sonuç olarak, hayat kurtarmak bir kenara, gençlerin yaşamlarının sona ermesine veya ciddi şekilde yaralanmalarına yol açan bir kayda dönüşüyor.
Bu nedenle, ebeveynlerin, eğitimcilerin ve toplumun gençlerin sosyal medya kullanımı konusunda daha duyarlı olmaları büyük önem taşıyor. Gençlerin sosyal medya üzerinde daha bilinçli ve sorumlu bir şekilde hareket etmeleri için eğitilmeleri gerekmektedir. Ayrıca, sosyal medya platformlarının da bu konuda bazı adımlar atması gerekiyor. Gençlerin karşı karşıya kaldığı riskleri azaltmak adına, tehlikeli içeriklerin ve akımların denetim altına alınması, sosyal medya ile ilgili yasaların ve düzenlemelerin artırılması elzemdir.
Sonuç olarak, sosyal medya videoları uğruna verilen hayat mücadeleleri, gençlerin ruh halleri ve yaşamları üzerinde ciddi etkilere yol açıyor. Bu nedenle, gençlerin güvenliği adına atılacak her adım, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur. Ebeveynler, öğretmenler, toplumsal aktörler ve sosyal medya platformlarının bir araya gelerek bu sorunla mücadele etmesi gereklidir. Sosyal medyada öne çıkmak için yapılan çılgınlıkların, gençlik üzerinden hayatı tehdit eden bir bağımlılık halini almasından korkuyoruz.