Son dönemde yükselen gerilimlerin gölgesinde, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan çevresinde kapsamlı bir askeri tatbikat gerçekleştirdi. Bu tatbikat, yalnızca askeri bir gösteri olmanın ötesine geçerek uluslararası siyasetteki dengeleri sarsacak boyutlara ulaştı. Beijing yönetimi, tatbikatla ilgili yaptığı açıklamalarda, Tayvan'ın ayrılma çabalarına karşı ‘sarsılmaz bir tutum’ sergileyeceklerini vurguladı. Peki, bu tatbikatın arka planı ne? Dünya ülkelerinin tepkileri neler? İşte tüm bu soruların yanıtları yazımızda.
Çin, tatbikatı 8 Ekim 2023 tarihinde başlatarak, Tayvan'a yakın sularda hava ve deniz kuvvetlerini içeren geniş çaplı bir manevra düzenledi. Ülkenin Doğu Hava Kuvvetleri, hava sahasında ilerlemeler kaydedilirken, Çin Donanması da bölgedeki varlığını kesin bir şekilde hissettirdi. Askeri uzmanlar, tatbikatın amacının yalnızca Tayvan üzerindeki baskıyı artırmak değil, aynı zamanda diğer ülkelerin Çin’in askeri gücünü görmesini sağlamak olduğunu belirtiyor. Bu tür tatbikatlar geçmişte de sahne almıştı; fakat bu seferki, daha fazla askeri teçhizat ve personel ile gerçekleştirilen en büyük ölçekli tatbikat olarak tarihe geçti.
Bölgedeki askeri hareketliliğin artması, uluslararası kamuoyunda kaygılara yol açtı. ABD, tatbikata karşı sert bir dille tepki göstererek, “Bu tür provokasyonlar, bölgede daha fazla çatışma riskini artırır” ifadelerini kullandı. Özellikle ABD’nin, Tayvan’a olan askeri ve siyasi desteğini sürdürme konusundaki kararlılığı, Çin’in askeri hamlelerinin arka planda geçtiğinin bir göstergesi. Ayrıca, Japonya ve Güney Kore gibi diğer Asya-Pasifik ülkeleri de bu tatbikatı endişe ile izlediklerini duyurdular.
Çin’in gerçekleştirdiği bu tatbikat, yalnızca askeri bir gösteriden ibaret değil; aynı zamanda gelecekteki stratejileri hakkında önemli ipuçları veriyor. Uzmanlar, olası senaryolar arasında, bölgedeki diğer büyük güçlerin daha fazla askeri destek göndermesi ve Tayvan’ın bu durumda daha fazla bağımsızlık arayışına yönelmesi olasılığının bulunduğunu belirtiyorlar. Bunun yanı sıra, uluslararası toplumun da bu gerilime daha dikkatli yaklaşması gerektiği ifade ediliyor. Her ne kadar şu anlık çatışmaların önlenmesi mümkün görünse de, tüm gözler Tayvan üzerindeki duruma çevrilmiş durumda.
Sonuç olarak, Çin'in Tayvan çevresinde yaptığı kapsamlı askeri tatbikat, yalnızca bölgesel değil, küresel düzeyde yeni gerginliklerin habercisi olabilir. Gelecek dönemde bu tatbikatların ne tür politik sonuçlar doğuracağı, dünya genelinde tartışılmaya devam edecek. Uluslararası ilişkilerin dinamikleri içerisinde bu tür askeri hareketler, her zaman için endişe kaynağı olmuştur. Dünya, bu durumu dikkatle izlemeye devam ediyor. Salgın nedeniyle yaşanan ekonomik çalkantılar sonucu, bölgede bir kriz çıkması durumunda, tüm ülkelerin ne gibi hamleler yapacağı ise belirsiz. Zaten gerilim dolu bir ortamda Tahminler yürütmek de oldukça zor, ancak kesin olan bir şey var ki; Çin ve Tayvan arasındaki gerilim, gelecekte de dünya gündeminin üst sıralarında kendine yer bulmaya devam edecek.